AŞURE TARİFİ VE GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HİKAYESİ NEDİR?NASIL HAZIRLANIR?NASIL PİŞİRİLİR?

Merhabalar sevgili dostlar, Geçmişten günümüze ,İslam da olduğu kadar,Hristiyanlar da ve Musevilerde de farklı isimlerde,Aşure geleneği,çeşitli organizasyonlarda,özel günler ve kutlamalarda,görsel şölenine uygun,lezzeti ve sunumu ile,her yıl ''Aşure Günü''olarak devam etmektedir. Aşure geleneği,uygulanan toplumlarda,yüklenen anlama göre,tatlının içerisine giren malzemeler ve tarihi de değişiklik gösterir. Malzeme olarak zengin olan bu tatlının,bereketi temsil ettiğine inanılır. Mezopotamya'dan tüm dünyaya yayılan AŞURE kelimesinin kökeni Arapçadan gelmekte ve ''10''manasına gelen ''AŞARA''kelimesinden türemiştir. İslam Dünyası,Hicri takvime göre Muharrem ayının 10.gününden itibaren pişirmeye başlar ve 1 ay boyunca da devam eder. Musevilik inancında ''Büyük Kefaret Günü''içinde aynı kelime kullanılır.Ermeniler 6 Ocak'ta ''Anuş-Abur''yaparlarken,Rumlar ise,Aşurenin benzeri olan.''Koliva''dedikleri bir tatlı yaparak kilisenin kapısında dağıtırlar. Buradan anlıyoruz ki ,AŞURE,pek çok kültürde kutsal sayılan bir yiyecektir. Tarihçesine baktığımızda,hepimizin bildiği,Hz.Nuh ile başladığı rivayet edilir. Tahmini olarak M.Ö 3000'li yıllarda,Hz.Nuh'un peygamberliğini kabul edenlerle birlikte ,bir gemi inşa ederek,Allahın buyruğu üzerine,yanlarına 1 dişi 1 erkek tüm hayvanlardan alması,dünyadaki tüm bitkilerden ve tohumlarından alarak yola çıkmaları,fakat büyük bir tufan sonucu,bütün yer yerin sular altında kalması sadece Hz.Nuh'un gemisinde olanların kurtularak,suların çekilmesi nihayetinde,takvimler Muharrem ayının 10.gününü gösterdiğinde,geminin Cudi dağının zirvesine oturduğu ve gemide bulunan ve kalan malzemelerle,kocaman bir kazanda pişirilen yemek,bugün severek yediğimiz AŞURE olarak ortaya çıkmıştır. Tarihi ve hikayesi nedeniyle gelenek haline gelen ve pişirilen Aşure'nin şifalı olduğuna inanılır ve pişirilen evlerde önce çocuklara ve varsa hastalara ikram edilir. Ne kadar çok dağıtılıp paylaşılırsa evlerinin o kadar bereketli olunacağına inanılır.Ve bereketinin kaçmaması için aşure verilen kap'ın yıkanmadan iade edilmesi istenir. İçeriğinde birbirinden lezzetli malzemeler barındıran Aşure,herkesin elinden farklı çıksa da,pişirilen evlere bolluk,bereket,şifa getirmesi dileğiyle,dualarınız kabul olsun. Afiyetler olsun. AŞURE MALZEMELER: 3 su bar.Buğday 1 su bar.Nohut 1 su bar Kuru Fasulye 1/2 su bar Pirinç 5 su bar Toz şeker 1 çorba kasesi kuru kayısı 1 çorba kasesi kuru incir 1 çorba kasesi kuru üzüm 5 ad Karanfil 1 ad portakal kabuğu rendesi 1 yem kaş gül suyu 1 yem kaş nişasta Takriben 8 su bar Su ÜZERİNİ SÜSLEMEK İÇİN; Dolmalık fıstık,fındık,nar,badem.tarçın ,dolma üzümü,incir,ceviz (isteğe bağlı ) HAZIRLANMASI: Buğday,nohut ve fasulyeleri ayrı kaselerde bir gece önceden ıslatın. Aşurenin pişimine başlayalım. Buğdayınızı bir kaç sefer bol su ile yıkayın ve kara suyunu tamamen çıkarsın. Düdüklü tencereye alın ve suyunu ekleyerek,buğdaylar çatlayıp yumuşayana kadar pişirin. Nohut ve fasulyeleri de haşlayın,nohutların kabuklarını ayıklayın. Pişen buğdayı büyükçe bir tencereye suyuyla birlikte aktarın. Eğer suyu azaldıysa bir miktar daha sıcak su ekleyin. Nohut,fasulye ve şekerini ekleyerek kaynamaya bırakın. Ara ara karıştırın ve su miktarını kontrol edin.Su miktarı akışkan olmalıdır,çünkü Aşure soğudukça katı kıvama gelir.Onun için nişasta sadece eğer suyunu fazla kaçırdıysanız kıvam alması için gerekecektir. Kayısıları ve incirleri de ayrı kaplarda bir taşım kaynatarak dilimleyin. Kuru üzümleri yıkayın ve kaynamakta olan aşureye ekleyin. Karanfilleri bir tülbent içine alın ve aşure tenceresinin kenarından içine sarkıtın. Karanfilleri 15 dakika kalması yeterlidir. Akışkan ve bütün malzemelerin birbiri ile bütünleştiğinde kayısıları ve incirleri ekleyin ve incirin aşurenin rengini karartmaması için 5 dakikadan fazla kaynatmayın.(Aşurenin renginin kara olmaması önemlidir) Gül suyunu gezdirerek ateşten indirin. Kaselere bölüştürdüğünüz Aşurenizin üzerini istediğiniz malzemelerle süsleyin. Afiyet olsun. Sevgiyle...🧡🧡🧡 .

DALYAN KÖFTE NASIL HAZIRLANIR ?TARİFİ NEDİR?

Merhabalar sevgili dostlar, Genellikle Marmara ve Ege Bölgelerinde sıkça pişirilip,özellikle de misafir sofralarında ikram edilen,bazen Rulo Köfte bazen Dalyan Köfte bazen de Rosto Köfte adıyla bilinen lezzetli ,gösterişli bir ana yemeğimiz bugün ki konuğumuz.. Adı nereden geliyor diye baktığımızda ,geleneksel bir İtalyan yemeği olan ''Talyan Köfte''sonradan ''Dalyan Köfte''haline dönüşmüştür.Evliya Çelebi Seyahatnamesinde ,Evliya Çelebinin İtalyanlara ''Talyan''diye hitap ettiği bilinir. Çok farklı malzemelerle yapıldığı,bizlerin bildiği sebze ve haşlanmış yumurtanın dışında,ciğer ezmesi gibi,bol çeşnili hazırlandığı,ayrıca rulo haline getirildikten sonra,üzeri milföy hamuru ile kaplanarak,örgü deseni gibi şekillerde süslenerek fırınlandığı da bilinir.(Beef Wellington gibi). KÖFTELER olarak genele baktığımızda,kökeninin OrTa Asya ve Mezopotamya olarak kabul edildiğini,bir çok yazıt ve kitabede ezik et anlamına gelen ''Kufette''diye söz edildiği görülmektedir. Dünyanın hemen her yerinde ,her mutfağında önemli bir yere sahip olan ''Köfteler''in,bu Coğrafyadan yayıldığı kabul edilmiştir. Ülkemizde Ege ve Marmara Bölgelerinde sıkça hazırlanan bir yemek olmakla birlikte,Muğla Bölgesine ait olduğu bilinir. İtalya'dan Türkiye'ye olan yolculuğunda,çok az farklılıklar gösterse de ,günümüzde de hala davet sofralarında yerini almaya devam eder. 3000 yıllık geçmişiyle ''KÖFTELER'',kesin bir sonuca ulaşılmamış olsa da Türkiye de 290'dan fazla çeşidiyle,her Bölgenin,o Bölgeye has coğrafyasının ve halkın damak lezzeti ile birleşerek ortaya çıkan çeşidiyle,Türk MUtfağı yemekleri arasında yerini almaktadır. Türk Mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan ''Köfte'',kültürel zenginliğimizinde bir yansıması olarak bir çok çeşiti ile,yediden yetmişe hepimizin damağına hitap eden,sevilerek tüketilenyemekler listesinde üst sıralarda yerini korumaktadır. Rumeli gibi farklı topraklardan Ülkemize göç eden ustaların,Tekirdağ'a göçü ile ortaya çıkan ''Tekirdağ Köftesi'',1900'lü yılların başında Balkan Türklerinin Bursa İnegöl'e yerleşimiyle ortaya çıkan ''İnegöl Köftesi'',mahalle kasaplarının özenle hazırlayıp sattığı ''Kasap Köfte''gibi daha birçok çeşidi olmakla birlikte,çocukluğumuzdan damağımızda lezzeti kalan ''Anne Köftesi''yani ''Cızbız Köfte''hepimiz için sanırım ilk sıradadır. Bu hafta Köfteler arasında ''DALYAN KÖFTE''ye yer verelim ve hem lezzeti hem gösterişli sunumu ile ,özellikle ''benimki olmuyor ,üstü çatlıyor''diyenlere ,uzun kek kalıbınızda kolayca hazırlıyabileceğiniz,bu tarifi sizler için deneyerek hazırladım. Şimdiden hepinize kolaylıklar diliyorum. DALYAN KÖFTE MALZEMELER: 500 gr Dana döş tek çekim Kıyma 1 ad Kuru Soğan rendesi 1 ad orta boy Havuç rendesi 1 çay bar.Bezelye 2 diş Sarımsak 7-8 dal ince kıyılmış Maydanoz Tuz-Karabiber 4 ad Haşlanmış Yumurta 2 yem kaş Galeta Unu 1 ad Yumurta akı HAZIRLANMASI: Kıymayı bir tepsiye alın ve soğan rendesi,havuç rendesi.bezelye ,maydanoz,sarımsak (dövülmüş),ile karıştırın. Galeta unu ve yumurta akının yarısı ile toparlayın. Köfte karışımını yarım saat buzdolabında dinlendirin.(Geceden de hazırlıyabilirsiniz) Dikdörtgen kek kalıbını bolca tereyağ ile yağlayın. Dışarı sarkacak şekilde yağlı kağıt ile kaplayın. Köfte karışımının yarısını kalıba yerleştirin. Orta kısmına haşlanmış yumurtaları dizin. Kalan köfte karışımını üzerine kapatın ve yanlarını tamamen kaplayın. Kalan yumurta beyazını köftenin üzerine sürün ve yanlara sarkan yağlı kağıt ile üzerini kapatın. 180 derece de ısıtılmış fırında takribi 30-35 dakika (üzeri tamamen kızarana kadar)pişirin. Kalıptan çıkarın ve servis tabağına yerleştirin. ÜZERİNE SOS: 1 yem kaş Domates salçası 1 yem kaş Biber püresi 1 yem kaş zeytinyağ az tuz 1 su bar su HAZIRLANMASI: Domates ve biber salçalarını bir kaseye alın. Zeytinyağ ekleyerek kısık ateşte karıştırın. Az tuz ve suyunu ekleyerek pişirin. (Salça yerine domates rendesi ile de hazırlıyabilirsiniz) GELELİM SERVİSİNE: Dalyan Köftenizi uzun bir servis tabağına alın. Üzerine domates sosunu gezdirin. Tabağınızı maydanoz ve domates dilimleri ile süsleyin. Beyaz tereyağlı pilav köftenizin yanına çok yakışacaktır. Arzu ettiğiniz büyüklükte dilimleyerek ikram edin. Afiyet olsun. Sevgiyle🧡🧡

MEDYA DA BİZ-YENİ ÇAĞRI GAZETESİ NEŞEM ÇELİK YEMEK KÖŞESİ

ANALI KIZLI YEMEĞİ NEDİR?HİKAYESİ NASILDIR?HANGİ YÖREYE AİTTİR?

Merhabalar sevgili dostlar, ANALI KUZULU yada bizlerin bildiği adıyla ''ANALI KIZLI''... Malatya,KahramanMaraş,Diyarbakır,Gaziantep,Tarsus ve Adana gibi bölgelerde daha çok bilinen yöresel bir yemek olmakla birlikte,gerçeğinin tam olarak hangisi olduğu bilinmeyen bir kaç hikayesi bulunmaktadır. En sık rastladığımız hikayesinde şöyle der; 7 tane erkek çocuğu olan bir annenin,hep bir kız çocuğu olsun diye kurduğu hayalin,yıllar sonra dileğinin gerçekleşmesi sonucu bir kız çocuğuna sahip olması ve kızını üzerine titreyerek büyütmesidir. El bebek gül bebek büyüttüğü,gözünden bile sakındığı kızı büyür ve bir genç kız olur.Kızını kimselere layık göremeyen anne,kızını istemeye gelenleri geri çevirir.Gel zaman git zaman,kızı bir gence aşık olur ve annesinin izin vermemesi üzerine sevdiği gence kaçarak evlenir. Kızının onu terk ettiğini düşünen anne,üzüntüden yataklara düşer ve hastalanır. Bir süre sonra annesinin üzüntüden yataklara düştüğünü öğrenen kızı,eşiyle birlikte annesinin elini öpmek ve gönlünü almak için baba evine gelir. Sevincinden havalara uçan ve iyileşen anne,kızı ve damadının dönüşü şerefine bir ziyafet hazırlar ve kendi elleriyle bir yemek yapar. Kimi kaynaklara göre 7 gün 7 gece,kimi kaynaklara göre 40 gün 40 gece boyunca süren ziyafette,kızına düşkün annenin ellerinden çıkan bu özel yemeği tüm ahali yer ve çok beğenir.O gün bugündür bu yemekte ki büyük köfteler ''Anneyi'',küçük köfteler ''Kızını''temsil etmektedir. Adana da ''ANALI KUZULU'',Malatya'da ''ANALI KIZLI'' olarak hala sevilerek tüketilen bu yemek,tek başına doyurucu,besleyici ve biraz da uğraştırıcı bir yemektir. Genellikle büyük ve kalabalık sofralar için,imece usulü hazırlanır ve pişirilir. Bir çok yöremizde bilinen ve sevilerek pişirilen bu yemek aslında hangi bölgeye aittir?denildiğinde,2021 yılında,Malatya Belediyesi Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından,Coğrafi işareti olarak ,Malatya ile özdeşleşmiş olmuştur. Yöresel lezzetlerimizin sevilen yemeklerinden birisidir ve bir çok yörede ufak tefek farklılıkları ile göze çarpar. Kimilerinin yemek ,kimilerinin çorba dediği,yaşadığımız bu bereketli topraklarda,her bölgenin kendine has,damak tadı,kendine özgü yemek kültürü bulunmaktadır. Bölgeden bölgeye farklılıklar gösteriyor olsa da,damaklarda eşsiz bir tat bırakan ''ANALI KIZLI''ya ve başta Malatya olmak üzere severek pişirilen ve tüketilen tüm illere selam olsun. Her ne kadar biraz uğraş verici olsa da,bu lezzeti denemek ve sevdikleri ile paylaşmak isteyenler için buyrun tarifine.. Şimdiden hepinize kolay gelsin. ANALI KIZLI MALZEMELER: Hamuru için: 2 su bar.İçli köftelik Bulgur 2 yem kaş İrmik 250 gr,Kıyma (2 kez çekilmiş yağsız kıyma) 1 ad Yumurta Tuz Aldığı kadar oda sıcaklığında su HAMURUN HAZIRLANMASI: Yoğurma tepsisine bulguru alın. Üzerine kıymayı,irmiği,yumurtayı ve tuzu ekleyerek karıştırın. Elinize azar azar su alarak hamur kıvamına gelecek şekilde yoğurun. Takribi 20 dakika yoğurmanız gerekebilir. Özleşen ve yumuşayarak hamur haline gelen karışımın üzerini strech ile kapatın. İÇ HARCI: İç harcını önceden yada geceden hazırlayarak buzdolabında bekletmekte fayda var. 3 ad Kuru soğan 250 gr Kıyma (orta yağlı) 3 yem kaş Tereyağ Tuz&Pul Biber&Karabiber HAZIRLANMASI: Kuru soğanları küçük doğrayın. Tavaya alın ve tereyağ ilavesi ile kavurun. kıymasını ekleyerek kavurmaya devam edin. Tuz ve biberleri ekleyerek karıştırın. Başka bir kaseye aktarın ve yağı donuk hale gelene kadar buzdolabında soğutun. GELELİM KÖFTELERİ HAZIRLAMAYA: Hamurun bir kısmını mandalina büyüklüğünde yuvarlayın ve içli köfte olacak şekilde oyarak çanak haline getirin. İçlerini kıymalı harç ile doldurun ve ağız kısımlarını kapatarak yuvarlayın. Bir kısım bulgur hamuru ile de misket büyüklüğünde köfteler olacak şekilde yuvarlayın. ŞİMDİ GELELİM HEPSİNİN PİŞMESİNE: ÖNCE SOSUNU HAZIRLAYALIM. SOS İÇİN: 1 ad Kuru soğan 1 su bar Haşlanmış NOHUT 1 yem kaş Domates salçası Tuz - Pul biber - Karabiber (Damak lezzetinize göre) 3 su bar sıcak su 1 kahve fincanı zeytinyağ HAZIRLANMASI: Kuru soğanı küçük doğrayın. Tencereye zeytinyağını alın ve soğanları ekleyerek kavurun. Salçayı,tuzunu ve biberleri ekleyin. Suyunu vererek bir taşım kaynatın. Nohutları ilave ederek 10 dakika pişirin. Kaynayan karışıma hazırladığınız büyüklü küçüklü köfteleri ekleyin. Köfteler suyun üzerine çıkana kadar pişirin. İşte ANALI KIZLI yemeğiniz hazır... Arzuya göre servis ederken üzerine tereyağında kızdırılmış kuru nane gezdirebilirsiniz. Afiyet olsun. Sevgiyle..🧡🧡🧡

DÜNDEN BU GÜNE,VAZGEÇİLMEZ SOKAK YİYECEKLERİ İÇİNDE ''POĞAÇALAR'',TARİHİ VE TARİFİ NEDİR?NASIL HAZIRLANIR?SANDWICH POĞAÇANIN TARİFİ NASILDIR?

Merhabalar sevgili dostlar, Türk Sokak Yiyecekleri olarak baktığımızda SİMİT ilk sırayı almakla birlikte,POĞAÇALAR da ona eşlik etmektedir. Tarihi kaynaklara bakıldığında ,Orta Çağdan beri popüler bir yiyecek olduğu,Macaristan'da kültürel bir spesiyalite ve Hungarikum (Macarların eşsiz,yüksek kaliteli ve özel ürünler için kullandıkları bir terim) olarak kabul edilmiştir. Küçük yassı ekmeklerden evrilerek ,çeşitlendirildiği ve Macaristan da doğduğu bilinir. Bir diğer kaynakta ,adını İtalyanca ''külde pişmiş küçük ekmek''anlamına gelen ''FOCACCİA''kelimesinden aldığı,Osmanlı Sultan III.Murat döneminde,Saray mutfaklarından.önemli konuklar için hazırlandığı ve sofralarda yer aldığı belirtilir. Poğaçaların kökenleri,Orta Çağdan bu yana Macaristan yada İtalya,Türk Mutfağında kendine özgü kimliğiyle,yüzyıllardır sofralarımızın,çay saatlerimizin,sabah kahvaltılarımızın vazgeçilmezi olmuştur. Hem lezzeti hemde kültürel önemiyle''Poğaçalar'',Türk Mutfağının en değerli miraslarından biridir. 1453 İstanbul Fethinden sonra,başta İstanbul olmak ,Osmanlı gezici esnafı,Osmanlının başkenti sayılan İstanbul'da,Anadolunun dört bir yanından gelen sokak satıcıları çoğalmaktaydı.Bunlardan özellikle Poğaça satıcıları,börek satıcılarıyla birlikte,günün her saatinde ,İstanbul sokaklarında görmek mümkündü ve Tarihi kaynaklar,ilk börek ve poğaça satıcılarının Safranbolulular olduğunu bildirmektedir. Geçmişten günümüze,Orta Çağdan Macaristan,İtalya,''külde pişmiş küçük ekmekler''diye adlandırılan,Türk Mutfağı Sokak Yiyecekleri arasında yüzyıllardır geçmişi ile yerini koruyan,zaman içinde çeşitliliği artarak günümüzde tahmini 35-40 çeşiti ile halen sevilerek tüketilen POĞAÇALAR.. Fırınlardan mis gibi yayılan kokuları ile kimi zaman sabah kahvaltısı kimi zaman çay ikramlarının eşlikçisi,kimi zamanda ara atıştırmalık olarak hemen hepimizin bazen peynirli bazen kıymalı tercih ettiği bu lezzetli hamur işini,gelin bu hafta sandwich şeklinde ,sık tercih edilen beyaz peynirli çeşiti ile birlikte pişirelim. Hepinize şimdiden kolay gelsin. SANDWICH POĞAÇA MALZEMELER; Hamuru İçin 250 gr oda sıcaklığında Tereyağ yada Margarin 1 kahve fincanı sıvıyağ 1 su bar.sulu yoğurt 1 su bar.ılık süt 2 ad Yumurta (1 yumurtanın sarısı üzeri için ayrılacak) 1 pak.Yaş maya 2 tat kaş.toz şeker 1,5 tat kaş Tuz 8,5 su bar Un (1/2 su bardağı hamur mayalandıktan sonra hamuru toparlarken eklenecek) HAMURUN HAZIRLANMASI: Maya ,ılık süt ve şekeri kaseye alın ve karıştırın.10 dak bekletin. Un hariç diğer malzemeleri ,kabaran ve aktif hale gelen maya karışımına ekleyin. Takribi 8 su bardağı unu azar azar ekleyerek hamuru yoğurun. Hamurun üzerini örterek 1 saat mayalanmaya bırakın. Mayalanarak iki katına çıkan hamuru tezgaha alın ve kalan yarım su bardağı un ile tekrar yoğurun. Pürüzsüz kıvama gelen hamurunuzu tahminen 34 ad yuvarlaklar olacak şekilde hazırlayın ve iç malzemeyi karıştırana kadar üzeri bir havlu ile örtülü bekletin. İÇ MALZEMESİ: 250 gr sert Beyaz peynir Arzuya göre maydanoz ÜZERİNE SÜRMEK İÇİN: Ayırdığınız 1 ad yumurtanın sarısı 1 tat kaş pekmez Çörek otu PİŞMESİ İÇİN HAZIRLAMA: Bekleyen hamur bezelerini elinizle açarak yuvarlak hale getirin. Orta kısmına peyniri yerleştirin. Her iki yandaki hamurları ortada birleştirin sandwıch şekli verin. Ters çevirerek fırın tepsisine yerleştirin. Yumurta sarısını pekmez ile karıştırın. Poğaça hamurlarının üzerine sürün ve çörek otu serpin. tepsi içinde 20 dakika bekletin. 180 derece de ısıtılmış fırında takribi 30 dakika (iyice kızarana kadar)pişirin. Fırından yayılan mis gibi kokusu,yumuşak dokusu ile poğaçalarınız ikrama hazır Afiyet olsun. Sevgiyle..🧡🧡 Not: İzleyerek pişirmek isteyenler için Neşem Çelik/YouTube Kanalını ziyaret edebilirsiniz.

PATLICAN BEYTİ VİDEOLU TARİFİDİR.

PATLICAN BEYTİ NASIL HAZIRLANIR?TARİFİ VE ÖLÇÜLERİ NEDİR?

Merhabalar sevgili dostlar, Bir Bayram'ı daha geride bırakarak günlük rutin işlere dönerek ve yaz aylarının sıcaklığını hissettirdiği bu günlerde,mevsimin belki de en sevilen sebzelerinden ''PATLICAN''ile haftaya başlayalım. Urfa yöresine ait,çıtır çıtır yufkanın,köfteye sarılmasıyla yapılan ''BEYTİ'',üzerine dökülen yoğurdu ve salçalı sosu ile hemen hepimizin bildiği ve sevdiği bir kebaptır. BEYTİ,ismini ise İstanbul'un popüler restoranının sahibinin,1961 yılı İsviçre ziyaretinde ,İsviçreli kasap Möller'in et hazırlama yönteminden ilham alarak ,yurda döndüğünde bu kebabı oluşturduğu ve kendi adını verdiği bilinir. Biz gelelim ''PATLICAN BEYTİ'ye''..yaz mevsiminin çok çeşiti ile sevilen sebzesi patlıcan,düşük kalorili,yüksek lifli ve antioksidan içeriğiyle ve hatta bilinenin aksine düzenli tüketimi ile kalp sağlığını destekleyen,kan şekerini düzenleyen ve kilo kontrolüne yardımcı olan bir sebzedir.İçeriğinde ki ''Flavonoidler''ve ''Antosiyaninler'',hücreleri serbest radikallerden koruyarak kronik hastalık riskini azaltmaktadır.Bol lif içeriği nedeniyle de ''Trigliserit''ve ''Kolesterol''ü azaltma özelliği vardır. Halk arasında bilinen ''Patlıcan da nikotin var''sözünü ise sizlere şöyle açıklayabilirim,sadece patlıcan değil,domates,patates gibi sebzelerde de eser miktar da nikotin bulunmaktadır.Özellikle de patlıcanın çiğ tüketilmesi halinde,zararının ortaya çıkması ,kişilerin sağlık durumlarıyla ilgili olarak tüketmesi önerilir. Yani,1 sigaranın içerdiği nikotin miktarına ulaşmak için 10kg patlıcan yemeniz gerekir. Doğduğu yer Hindistan olan ''PATLICAN''ın Dünyada ki yolculuğundan ,Anadolu'ya gelişi 300-600'lü yıllar,aynı şekilde Orta Asya da Türklerin patlıcan ile tanışması ise 9.yüzyıl,Türk dilinde kayıt altına alınması ise 11.yüzyıldır. 18 ve 19.yüzyıllar da Patlıcan ,domates,biber ve patates Osmanlı Mutfağına çoktan girmiş durumda.. Ve gelelim günümüze.. Zeytinyağlısından,etlisine,kebabından,reçeline,salatası,turşusu ve böreği derken araştırmalar 156 çeşit patlıcan ile yapılan yemekler olduğu biliniyor. Patlıcanın şimdi tam da zamanı iken,Beyti kebabını da seviyorsanız,etin patlıcanla birleşiminin lezzetine vakıfsanız,bugün sizler için hazırladığım bu tarif tam da size göre.. İster davet yemeği ister ailenizle güzel bir akşam yemeği olarak kolayca hazırlıyabilirsiniz. Şimdiden hepinize kolaylıklar diliyorum. PATLICAN BEYTİ MALZEMELER: 2 ad büyük ve etli Patlıcan 350 gr Dana kıyma 1 ad büyük kuru soğan rendesi yada çok minik olacak şekilde doğrama 3 diş sarımsak 7-8 dal ince kıyılmış maydanoz 1 yem kaş zeytinyağ tuz & karabiber & kırmızı biber HAZIRLANMASI: Patlıcanları alacalı soyduktan sonra ince şeritler halinde uzunlamasına dilimleyin. Tuzlu suda yarım saat bekletin. Kurulayın ve fırın tepsisine dizin. Üzerlerine zeytinyağı sürün ve tuz serpin. 180 derece de fırında kızartın.((renkleri çok fazla kararmasın) Bir kasede kıyma,soğan,sarımsak,maydanoz ,tuz ve biberleri zeytinyağ ilavesi ile karıştırın. Fırında yumuşayan patlıcanların üzerine teker teker sürerek her bir patlıcanı rulo sararak hazırlayın. Patlıcan rulolarını çöp şişlere 5erli olacak şekilde dizin. SOS İÇİN: 2 ad büyük Domates 1 ad kapya biber 1 yem kaş zeytinyağ 1 tat.kaş.biber salçası az tuz ve 1 çay bar su ile hepsini karıştırın. Tepsi yada büyük borcama bir miktar sos yerleştirin. Sosun üzerine çöp şişlere hazırladığınız patlıcan beytileri dizin. Kalan sosu üzerine dökün. Islattığınız fırın kağıdı ile üzerlerini kapatın. 180 derece de fırında sos beytilerle özleşene kadar pişirin. Takribi 20 dakika yeterli olacaktır.(sos biraz kendini çekecek) SERVİS TABAĞI: Yoğurdu uzunlamasına tabağa yayın. Üzerine çöp şiş'de beytiyi yerleştirin ve şişten çıkartın. SON SOS: 1 yem kaş tereyağ 1 tat.kaş toz kırmızı biber Her ikisini kızdırın. Servise hazırladığınız Patlıcan Beyti'nin üzerine gezdirin. Maydanozla süsleyin. Afiyet olsun. Sevgiyle..🧡🧡🧡

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE HİKAYESİ OLAN YEMEKLER-GNOCCHİ (NİYOKKİ)NİN HİKAYESİ VE TARİFİ NEDİR?NASIL HAZIRLANIR?

Merhabalar sevgili dostlar, Bugün yolumuz İtalya'ya uzandı ve Ülkemizde de lezzet olarak damak lezzetimize uyan ve yapımı az malzeme ile kolayca hazırlanarak sofralara gelebilen bir yemeğin tarifi ve hikayesinin sizler için hazırladım. Dünya çapında bilinen ve sevilen GNOCCHİ-yani Niyokki.. 17.yüzyılda yani İspanyol kaşiflerin Güney Amerikadan patatesleri getirip İtalyan mutfağına tanıtmasıyla önce Kuzey İtalya ve yarımadanın her yerinde bir çok farklı malzeme ve form da pişirilmektedir.Daha eskiye dayandığı ve hatta Roma döneminde lezyonerlerin daha basit yöntemlerle hazırlanarak pişirildiği de bazı yazılarda geçmektedir. Bildiğimiz ''gnocchi''temel malzemesi patates olmakla birlikte,İtalya'nın bazı şehirlerinde ricotta peyniri ve bazı sebze ilaveleri ile de hazırlanmaktadır. Rönesans döneminden beri (belki de daha önceden),önemli günlerde ziyafet masalarında bulunabilen bir yemek olarak var olmuştur. 15570 tarihli ''Bartolomeo Scappi''yemek kitabına baktığımızda ilk yapımının un ve galeta ununun suyla karıştırılıp,rendenin deliklerinden geçirilen bir hamura ''gnocchi''isminin verildiği görülür.Daha sonraları hamura yumurta ve un dahil edilmiş ve ''MALFATTİ''ismiyle tanınmıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde İtalyan Mutfağının büyükbabası olarak bilinen ''Pellegrina Artusi'',bugün bilinen Gnocchi'nin tarifini hazırlamıştır.İlk yapımında ise gnocchi'leri bir arada tutmak için yeterli un kullanmadığından hamurların kaynayan suda kaybolmasını anlatır. Sonraki yapımında gnocchi'leri küçük parçalara ayırarak,rende üzerinde yuvarladı ki sosunun saklanabileceği küçük girinti ve çıkıntılar olmasını sağlayarak her lokmada lezzetini almayı garantiledi. İtalya'nın her bölgesinde ,özellikle de kuzeyinde,bölgenin kendine özgü Gnocchi çeşiti ve sosu,servis tarzı vardır. Verona da patates gnocchi,geleneksel domates sosla servis edilir ve 1500'lerde ki Karnavallarla ilişkilendirilir. Venedik'e gelindiğinde ''makarna''olarak bilinir .Un,süt ve yumurtadan bir hamurdan yapılarak,küçük diskler halinde pişirilip,tereyağ ve peynirle tekrar fırınlanır. Lazio'nun meşhur'' gnocchi alla romana'''sıyla hemen hemen aynı şekilde hazırlanır. Daha güneye inildiğinde ,Sorrento kıyılarında ,pazar öğle yemekleri olarak genellikle domates sosu,taze mozerella ve fesleğenle hazırlanan ''patates gnocchi''leri görebiliriz. Velhasılı kelam,İtalyan Mutfağının geleneklerini mutfakta güvende tutan,makarnanın öncüleri olarak görülen,bu mütevazı ve sevilen ev yapımı gnocchi,geniş aile ağacı ile hala günümüzde geleneksel yapımı ile İtalyan evlerinin mutfaklarında sıkça pişirilerek kalabalık masalarda keyifle yenmektedir. Ülkemizde de hemen her şehirde İtalya mutfağı yemekler hazırlayan restoranları gnocchi çeşitlerine yer vermekte ve makarnayı seven bir halk olarak gnocchi de sevilerek tüketilmektedir. Makarna/mantı türevi bir yemek olması sebebiyle ve az malzeme ile evlerin mutfaklarında da tercih edilen bir yemek olmuştur. Hamur işi yemekler sevenlere bu hafta bir seçenek olsun.özellikle de çocukların çok severek tüketeceğini düşünerek tarifini sizler için hem domates sos hemde peynir sos ile hazırladım. Domates sos ile hazırlanan ''gnocchi''lere ,alışık olduğumuz sarımsaklı yoğurtta inanın çok yakışıyor ,benden söylemesi... Afiyetle... GNOCCHİ-NİYOKKİ MALZEMELER: 2 ad orta boy haşlanmış patates (patatesleri buharda haşlarsanız un miktarını daha rahat ayarlar,hamuru çabuk toplarsınız) 1 ad Yumurta sarısı 1 tat.kaş.Tuz 1,5-2 su bar Un (kontrollü) HAZIRLANMASI: Ilık haldeki haşlanmış patatesleri rendeleyin. Yumurta sarısı ve tuz ekleyin. Un ilavesi ile hamur haline getirin.(biraz ele yapışacaktır un eklemeyin. hamurun üzerini örterek buzdolabında dinlendirin. Hamuru un serptiğiniz tezgaha alın ve 4 parçaya ayırın. Her bir parçayı uzun rulo olarak yuvarlayın.(oklava kalınlığında) 2 cm olarak kesin ve üzerine çatal ucu bastırarak yuvarlayarak şekil verin. Geniş bir tencere de su kaynatın ve kaynayan suya tuz ekleyin. Hazırlanan gnocchi'leri kaynayan suya bırakın. Suyun üzerine çıkan hamurlar pişmiş demektir.bir kevgir kepçe ile servis tabağına alın. DOMATES SOS:
3 ad Domates rendesi 3 diş sarımsak 1 tat.kaş tuz 1 yem kaş.zeytinyağ Fesleğen HAZIRLANMASI: Rendelediğiniz domatesleri bir tavaya alın. Zeytinyağ,tuz ve ezilmiş sarımsakları ekleyerek orta ateşte karıştırın. 1/2 kahve fincanı su ekleyin ve 5-6 dak.pişirin. Pişirdiğiniz gnocchilerin üzerine gezdirin ve fesleğen yaprakları ile süsleyin. PEYNİRLİ SOS: 100 gr Tereyağ 100 gr Ricotta yada İzmir tulumu HAZIRLANMASI: Tereyağını tavada eritin. Rendelediğiniz peyniri ekleyin ve hemen ateşten alarak gnocchi'lerin üzerine gezdirin. Yine arzuya göre taze nane yada fesleğen ile tatlandırabilirsiniz. Afiyet olsun. Sevgiyle...🧡🧡

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE HİKAYESİ OLAN YEMEKLER-MUSAKKA NASIL PİŞİRİLİR?GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HİKAYESİ NEDİR?

Merhabalar sevgili dostlar, Yaz aylarının en sevilen sebzelerinden ''patlıcan''ın,yine sevilen bir yemeğini konuk ettik bugün...MUSAKKA.. Haydi gelin önce şöyle bir eskiye uzanalım.. Yunanistan ve Makedonya da hali hazır da ''bize ait'',tartışması süre duran ''MUSAKKA'' Musakka sözcüğünün kökeni Arapça ve Arapların sulu yemeklerini tarif etmek için kullanılan ''sulandırılmış''anlamına gelen ayrıca sadece patlıcan'la değil,diğer bütün yaz sebzeleri ile pişirilen yemeklere verilen bir ad.. Ama konumuz ''Patlıcan Musakka''olunca o meşhur ''Musakka''nın tarihine ve kökenine bir bakalım. Öncelikle patlıcan'ı ele alırsak,ılıman iklimde yetişen patlıcan'ın ana vatanı kaynaklara göre Hindistan Yarımadası olsa da,bu sebzenin bin yıllardır tüketildiği başka bir yer daha var -Uzak Doğu.. Diğer taraftan ise Anadoluda ki varlığı ,Güney Ege de Karya Uygarlığına ait,LİGANA Antik Kentinde yapılan kazı çalışmalarında,2 bin yıllık mermer bir sütun üzerinde patlıcana rastlanması,o tarihlerde Patlıcan'ın Anadoluda da var olduğunu göstermektedir. Gelelim Musakka'ya- Yunan mı? Makedon mu ? Türk mü? Bugün kü Makedonya ve Yunanistan'ın içinde bulunduğu coğrafya da çok eski zamanlardan bu yana yapılan bir yemek..Eski zamanlar da farklı isimleri de olmuş olsa da ,OrtaDoğuda da sık tüketilen ve pişirilen bir yemek olmasından Arapça ismi benimsenmiştir. Yemeği/içmeği kültürün bir parçası sayacak olursak,Mutfaklarımızda pişen yemeklerin çok eski tarihlere uzayan hikayeleri olduğunu bilmeliyiz ve bir çoğu Ülke sınırlarıyla kısıtlanamayacak kadar geniş coğrafyalarda çok uzun zamanlardır varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu da demek oluyor ki,MUSAKKA'yı kendi sınırları içine ,ne Yunanlıların ne de Makedonların hapsetmeye gücü yetmeyecektir. Geçmişine baktığımızda patlıcanın öyküsüyle başlayan,Hindistan'dan,Karya'ya,Arabistan'dan,Balkanlara geniş bir coğrafyanın ve binlerce yıllık yeme/içme kültürünün bir göstergesidir. İsmi aynı olsa da Türk Mutfağında pişen Musakka ile Yunan Mutfağında pişen Musakka tarifleri bir kaç farklı malzeme ile değişiklik gösterir. Yunan Mutfağında patates ,kuzu eti sos,peynir katmanları ve beşamel sos ile kaplanarak pişirilir.Bizim mutfaklarımız bu yemeği biraz daha hafifleterek pişirmektedir. Osmanlı Mutfağına baktığımızda 18. ve 19.yüzyılda Patlıcan çoktan mutfaklarda yerini almış ve 156 çeşit yemeği reçeli vs ile sevilen bir sebze olmuştur. osmanlı Mutfağının köklü yemeklerine baktığımızda beğendili patlıcan,hünkar beğendi ve musakka'yı ilk sıralarda görebiliriz. Ve Osmanlı da bu dönem de çok tüketilen patlıcan yangınları diye bilinen yazılara da rastladığınız gibi,buna benzer hikayeler Fransa ve İtalya da da mevcuttur. Velhasılı kelam,geçmişten günümüze ,bir çok çeşiti ile mutfaklarda saltanatını sürdürmeye devam eden patlıcan ve en sık pişirilen ,yanında olmazsa olmazı pirinç pilavı ile ''MUSAKKA''bu hafta konuğumuzdu... Hepinize afiyet olsun. Sevgiyle... MALZEMELER: 5 ad kemer Patlıcan (biraz dolgun olanlardan) 300 gr Dana Kıyma 1 ad büyük kuru soğan 2 yem kaş zeytinyağ 6-7 ad sivri biber 3 ad büyük domates isteğe göre 1 yem kaş domates salçası (Osmanlı döneminde salça yok) Tuz & Karabiber 1 su bar.Ilık su HAZIRLANMASI: Patlıcanları yıkayın ve alacalı soyun. Çok ince olmayacak şekilde halka halinde doğrayın ve tuzlu suda 15 dakika bekletin. Tavaya ayçiçek yağı alın ve kızdırın.(bol yağda kızaracak) Suda bekleyen patlıcan halkalarını kurulayın ve kızartın. Çok kararmayacak şekilde kızartılmalıdır. Kızaran patlıcanları yağını çekmesi için kağıt havlu serili tepsi üzerine çıkarın. Diğer tarafta kuru soğanı küçük doğrayın. Bir tavaya soğanları ve zeytinyağını alarak kavurmaya başlayın. Kıymayı ekleyin. Biberleri biraz büyük olacak şekilde doğrayın Domateslerin kabuklarını soyarak küp küp doğrayın. kavrulan soğan ve kıymaya biberleri ve domatesleri ekleyerek kavurmaya devam edin. Salçayı,tuz ve karabiberi ekleyin,karıştırın. Yayvan bir tencereye bir kat patlıcan bir kat kıyma harcı olacak şekilde yerleştirin. Üzerine suyunu verin ve kısık ateşte yemek yağına kalana kadar pişirin. Afiyet olsun.

Dünya da ve Türkiye de Hikayesi Olan Yemekler-YENİ ÇAĞRI GAZETESİ-NEŞEM ÇELİK YEMEK KÖŞESİ-PERDE PİLAVI VE HİKAYESİ NEDİR?