2026'NIN UMUTLA,BOLLUK VE ŞANS GETİRMESİ DİLEĞİYLE-NEŞEM ÇELİK'LE YILBAŞI SOFRALARI-YENİ ÇAĞRI GAZETESİ

Yılbaşı Sofraları.jpg Merhabalar sevgili dostlar, Miladi takvimin Ocak ayının ilk günü olarak belirlenen ,yeni başlangıçlar,yeni umutlar anlamını taşıyan YENİ YIL... Farklı inançlarda ,farklı medeniyetlerde,farklı şekillerde ele alınan Yılbaşı'nın Dünya da ortak noktaları Yeni Yıl'ın pozitif bir anlam içerdiğidir. Birçok kültürde ,insanlar arasında bir geçiş dönemini simgeler ve yeni başlangıçları müjdeleyen kutlamadır. Yılbaşı kutlamaları,günümüze gelene kadar tarihi ve kültürel etki altında harmanlanarak,yeni başlangıçların,umudun,şansın ve bereketin dileğiyle ve sevdiklerimizle bir araya gelerek keyifli bir akşam yemeğiyle kutlama amacını taşımaktadır. Türkler ne zamandan beri Yılbaşı Kutlaması yapıyor ?diye bakarsak,Türk toplulukları,Nevruz bayramı adıyla,tarihi Türk Takvimi yılbaşısını 994'den bu yana birlikte,aynı günde kutlamakta ve törenler yapmaktadır. Osmanlıdan bu yana kutlanan Yılbaşı,1936 yılında bir kanun tasarısı ile ilk resmi tatil olarak kabul edilmiştir. Kısaca Yeni Yıl,tarihten günümüze farklı kültürler ve etkinlikler olarak kutlansa da ,Dünya da insanların tek dileği,yeni yılın tüm insanlığa umut ve dileklerimizi sevgiyle sunduğumuz ,dostlarla paylaştığımız bir gecedir. Bu gecede pozitif düşünelim,sevgiyle yaklaşalım,güzelliklerin sağlıkla gelmesini dileyelim.Tüm insanlık adına,barış,sevgi ve huzur dolu bir Dünya da yaşamak dileğiyle... Ve gelelim,bu geceyi ev ortamında,ailece yada dostlarla kutlamak isteyenler için neler yapabiliriz konusuna... Yeni yıla sayılı günler kala,yılbaşı için program yaptıysanız mutlaka kişi sayısını da ayarlamış ve bir menü oluşturarak,alışveriş listenizi de hazırlamışsınızdır. Masa sunumu ile işe başlarsak ,yeni bir örtü almak istemeyenler elinizin altında bulunan temiz ve ütülü bir masa örtüsü işinizi görecektir.Ama yeni yılla birlikte her şey yeni olsun diyenlerde olabilir o zaman yeni yıl konseptine uygun zevkinize göre (kırmızı,yeşil vs)örtülerde masanıza şıklık katacak ve her ne kadar hazırlayacağınız yemekler midelere hitap etse de ,şık bir masa sunumu da gözlere hitap eder. Evde bulunan masa örtünüzü tabak takımınıza uyumlu bir ranıl ile renklendirebilir,bir kaç parça yılbaşı süsü ile canlandırabilirsiniz. Tabak takımınıza uygun seçeceğiniz örtü ve peçeteler çok daha göz alıcı olacaktır. Uzun soluklu bir gece olacağı için,sofranızda bolca yılbaşı süsü bulundurmak yerine ,ufak tabaklarda (bittikçe tazelenebilecek) mezeler ,zeytinyağlılar ve salatalar masanızı zenginleştirir. Bunun yanı sıra menünüzü sınırlı tuttuysanız,masanızı gösterişli yapmak istiyorsanız,mumlar,şamdanlar,yılbaşı süsleri sizler için uygundur. Yemeği,içmeyi fazla kaçırdığımız bu gecede ,mideyi yormayacak,sebze çeşitleriyle hazırlanmış meze ve zeytinyağlılar,ana yemek olarak yapılan Hindi ile uyum sağlayacak ve gecenin sonunda tatlı ve kahve ,bu geceyi sağlıklı geçirmenizi sağlayacaktır. Bu gece için sizlere hazırladığım seçenekler olacaktır.tabi ki de Hindi ,Yılbaşı sofralarının vazgeçilmez yemeği olarak bilinir ama illaki de olmalı diye bir kuralımız yok,tercih sizlerin,bu yıl farklı olsun diyenlere ''Kuzu Kol''ile fırınlanmış ve soslanmış bir tabakda hazırlıyabilirsiniz. Biz klasik gidelim ve HİNDİ DOLMASI ile KESTANELİ PİLAV'ı hazırlıyalım. Ve sırasıyla salata ve mezelere geçelim. Hepinize şimdiden kolaylıklar dilerken,sağlıkla yiyeceğiniz,keyifle oturacağınız,bereketli sofralar ve güzellikler diliyorum. Sevgiyle...🧡🧡🧡 ---------------------------------------------------------------------------------------------- HİNDİ DOLMASI YILBAŞI-SOFRASI-HİNDİ-ÜSTTEN-2.jpgMALZEMELER<. 5 kg Hindi 1 ad limon suyu Tuz Havuç,kereviz,kuru soğan,patates,brokoli,domates 1 kahve fin zeytinyağ 1 dolu yem kaş tereyağ 1 yem kaş un HAZIRLANMASI: Hindiyi ateş üzerinde tütsüleyin. Tuz,zeytinyağ ve limon suyu ile her yerini ovun. Büyük boy fırın torbasına alın. Bütün sebzeleri ayıklayın ve eşit boylarda doğrayarak poşete ekleyin. Fırınınızı 195 derece de ısıtın ve takribi 1 saat pişirin.(fırın ayarlarına göre değişkenlik gösterebilir,kontrol edin) Pişen Hindiyi bir tepsiye alın. Sebzeleri rondoya alın ve püre haline getirin. Sos kıvamına gelmesi için tavuk suyu yada et suyu ile sebze püresini açın. Bir taşım kaynattıktan sonra tereyağ ve karabiber ekleyin. Hindinizin üzerine gezdirin. Arzuya göre ister haşlanmış sebzeler ile isterseniz kestaneli pilav ile servis edebilirsiniz. ------------------------------------------------------------------------------------------------------ KESTANELİ PİLAV-a.jpgKESTANELİ PİLAV MALZEMELER: 3 su bar Baldo pirinç 2 ad kuru soğan 1 çay bar zeytinyağ 2 yem kaş Tereyağ 4 yem kaş çiğ badem 2 yem kaş dolmalık fıstık 2 yem kaş kuş üzümü 2 yem kaş toz şeker 1 tat kaş tuz 1 çay kaş tarçın 1 çay kaş yenibahar 1 çay kaş karabiber 1/2 kg ayıklanmış kestane 5 su bar Su HAZIRLANMASI: Kuru soğanları küçük doğrayın ve zeytinyağ ile birlikte tencereye alın,kavurmaya başlayın. Bademlerin kabuklarını soyun ve fıstıklarla birlikte kavrulmakta olan soğanlara ekleyerek kavurmaya devam edin. Pirinci 10 dakika ılık suda bekletin ve suyunu süzerek hazırlayın. Badem,fıstık ve soğanların rengi pembeleşince pirinci,kuş üzümünü,tuz,karabiber,şeker,tarçın,yenibahar ekleyerek karıştırın. Kestanelerini ekleyin. Suyunu vererek kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin. Demlenme esnasında tereyağını eritin ve kızdırın pilava ekleyerek demlendirin. ------------------------------------------------------------------------------------------- FASULYE PİLAKİ Fasulye Pilaki.jpg MALZEMELER: 1,5 su bar Kuru Fasulye (barzani) 1 ad kuru soğan 2 diş sarımsak 2 ad Domates 1 ad Havuç 1 ad kapya biber 1 çay bar Zeytinyağ 1 tat kaş tuz 2 tat kaş toz şeker 1,5 su bar su ÜZERİNE: 2 yem kaş sızma zeytinyağ Maydanoz HAZIRLANMASI: Akşamdan ıslattığınız kuru fasulyelerin suyunu süzün ve tencereye alın. Üzerini geçecek kadar su ekleyerek fasulyeler dağılmayacak şekilde haşlayın. Suyunu süzün ve soğuk sudan geçirin. Kuru soğanı yarım ay şeklinde doğrayın ve zeytinyağ ilavesiyle kavurmaya başlayın. Havuçları halka doğrayarak ekleyin. Kapya biberi ve sarımsakları halka doğrayarak ekleyin. Hepsini birlikte 3-5 dakika kavurun. Domatesleri rendeleyin ve ekleyin. Tuzunu,şekerini ve suyunu vererek karıştırın. Haşlanan fasulyeleri de ekledikten sonra düdüklü tencerenin kapağını kapatarak ((düdüğü indikten sonra) 10 dak pişirin. Fasulyeler ve sebzeler görünür ve dağılmadan kalmalıdır. Pilakinizi servis tabağına aldıktan sonra sıcağınla üzerine zeytinyağ gezdirin. Maydonoz yaprakları ile süsleyin. Soğuk olarak servis edin. ---------------------------------------------------------------------------------------------------- PANCARLI PATATES ÇANAKLARDA AMERİKAN SALATA PANCARLI PAT.ÇANAKLARDA RUS SALATASI.jpgMALZEMELER: 4 ad haşlanmış Patates 1 ad büyük haşlanmış Pancar 4 yem kaş zeytinyağ 1 ad limonun suyu 2 diş sarımsak Tuz HAZIRLANMASI: Haşlanmış patates ve pancarı rendeleyerek bir kaseye alın. Limon suyu,ezilmiş sarımsak,zeytinyağ ve tuz ekleyerek karıştırın. Elinizi ıslatarak mandalina büyüklüğünde yuvarlayın ve çanak şekli vererek tabağa dizin. Buzdolabında yarım saat dinlendirin. AMERİKAN SALATA 1 su bar zeytinyağ yada ayçiçek yağı 3 ad yumurta sarısı 1/2 limon suyu az tuz Konserve garnitür 4 ad kornişon turşu HAZIRLANMASI: Yumurta sarılarını kaseye alın. Mikser ile çırpın. İp gibi ara ara akacak şekilde zeytinyağını ekleyerek çırpmaya başlayın. Yumurta sarıları ve zeytinyağ beyazlaşarak koyu kıvama geldikçe az miktarda limon suyu ekleyin.(limon suyu kıvamını açar,zeytinyağ ekledikçe kıvam koyulaşır) Bu şekilde ayarlı olarak ölçüleri tamamlayın. Tuzu ekleyin ve bitirin.Mayoneziniz hazır. Garnitür ve küçük doğranmış turşuyu da ekleyip karıştırın. Amerikan salatamız hazır. Buzdolabında dinlenen çanaklara amerikan salatasını yerleştirin. Servis tabağına dizin. Dereotu ile süsleyin. ------------------------------------------------------------------------------------------------------- MÜTEBBEL MÜTEBBEL-ÜSTTEN.jpgMALZEMELER: 2 ad büyük patlıcan 1 ad limonun suyu 2 diş sarımsak 3 yem kaş zeytinyağ 1 kahve fin Tahin ÜZERİNE: zeytinyağ+kırmızı toz biber karışımı ceviz ,dereotu HAZIRLANMASI: Patlıcanları ateş üzerinde közleyin ve su değdirmeden kabuklarını soyun. Közlenen patlıcanları küçük parçalar halinde doğrayın ve kaseye alın. Üzerine sarımsakları rendeleyin karıştırın. Bir kasede tahin,limon suyu,zeytinyağ ve tuzu karıştırın. Patlıcanların üzerine gezdirin ve karıştırın. Servis tabağına aldığınız mezenin üzerine zeytinyağ kırmızı biber karışımı gezdirin ve cevizle süsleyin. -------------------------------------------------------------------------------------------------------- NAR SALATA-1.jpgNAR MALZEMELER: Ölçüler büyük boy çorba kaseleriyledir. 1 kase haşlanmış didklenmiş tavuk 1 kase patates püresi 1/2 kase kırık ceviz 1/2 kase küçük doğranmış kornişon turşu 1/2 kase nar 3-4 yem kaş,rendelenmiş dil yada kaşar peyniri 7-8 dal ince doğranmış maydanoz 4-5 yem kaş Mayonez HAZIRLANMASI: Bütün malzemeleri bir kase içine alın ve karıştırın. Strech içinde top haline getirin ve buzdolabında 1 saat bekletin. Bu arada ; 1 ad pancarı haşlayın ve püre kıvamına getirin. 2 yem kaş Pancar püresi tuz,zeytinyağ ve limon suyu ile karıştırarak tatlandırın. Top halinde hazırladığınız salatayı strech'ten çıkarın ve servis tabağına alın. Üzerini hazırladığınız pancar püresi ile kaplayın. Tam ortadan ayrılmayacak şekilde kesin ve biraz açın.(yarım açılmış şekilde) Ayrılan iç kısımlara önce pancar püresi sonra nar tanelerini yerleştirin. Nar'ın tepe kısmını bozmadan keserek çıkarın ve hazırladığınız Nar görünümlü salatanın tepesine yerleştirin. Hem görüntüsü hem lezzeti ile masanızın yıldızı olacaktır. ------------------------------------------------------------------------------------------- YILBAŞI SOFRASI-23-Ü.jpg YILBAŞI SOFRALARI 20255-5.jpg YILBAŞI SOFRALARI 20255-3.jpg

KURABİYE'NİN TARİHTE Kİ YOLCULUĞU,MELEK KANADI KURABİYE NASIL HAZIRLANIR?

Merhabalar sevgili dostlar. Günümüzde popüler olan ''MELEK KANADI KURABİYE''nin tarifine geçmeden önce,''KURABİYELER''tarihte nasıl gelişmiş kısaca bakalım. Kurabiyelerin tarihine baktığımızda Antik Mısır ve Mezopotamya Uygarlıklarında M.Ö 7.yüzyılda tahıllar ve baharatlar,bal katılarak hazırlanmış,ekmek niyetine yenen,kazılarla gün yüzüne çıkarılan yuvarlak veya top şekli verilerek pişirilmiş ve hatta Tanrıları simgeleyen dini motifler ve kutsal işaretlerin üzerlerine süslendiği,hem Kraliyet ailesi hemde halk için özel günlerde pişirilmiş kurabiyeler resmedilmiştir. Kazılarda keşfedilen resimlere bakıldığında,odun ateşiyle toprak fırınlarda,Ülkemizde tandır fırınları gibi,sıcak yüzeye yapıştırılarak pişirilen ve gevrek bir yapıya ulaşınca fırından çıkarılarak kurutulan ve uzun süre bozulmadan saklanabilen kurabiyeler görmekteyiz. Mezopotamya da ,doğada kolayca bulunan malzemelerle hazırlanan yassı ekmekler (bisküvi benzeri tatlı kurabiye)geleneksel pişirme teknikleriyle şekillenmiştir. Arpa unuyla başlayan kurabiyenin yolculuğu,zaman içinde buğday unu,kuruyemişler,meyveler ile hamura tat ve dolgunluk katmak için kullanılmış,hurma ve üzüm suyu ile nemlendirilerek daha tatlı hale getirilmiştir. 7.yüzyılda Hindistandan gelen şeker ile,İslam dünyasında kurabiyelerin popülerliği artmış,çeşitleri ve pişirme yöntemleri gelişmiş,lezzet ön plana çıkmıştır. 14.yüzyılda kurabiye pişirimi,Fransa,İngiltere ve Hollanda gibi Ülkelerde soyluların mutfağında yaygınlaşmıştır. 15.yüzyılda Osmanlı'da kurabiye ile tanışmış,Topkapı Sarayının yapımı esnasında,Saray yaşayanlarının yemek ihtiyacını karşılamak amacıyla da,Saray mutfağının ''HELVAHANE''bölümünde,kurabiyeler farklı çeşitleri ile pişirilmeye başlamıştır.Şekerin yaygınlaşmadığı bu dönemlerde Osmanlı Mutfağı bal ve pekmezin yanı sıra,meyve kuruları ve kuruyemişleri hamura katarak,zengin bir lezzet ve dokusal çeşitlilik kazandırılmıştır.Ayrıca Osmanlı da yumurta akı'da kurabiyelere eklenmiş,safran,gül suyu ,portakal çiçeği suyu ile de kurabiyeler aromatik koku ve tat almıştır.Saray mensuplarının tatlıya olan ilgisi kurabiye çeşitlerinin gelişmesinde etkili olmuştur., Dünyanın bir çok Ülkesinde kurabiyelerin ortaya çıkmasıyla,Ülkeler kendilerine özgü kurabiye çeşitleri geliştirmiş ve verdikleri isimlerle bugüne kadar gelmiştir. KURABİYE,o minik lezzetler,mutfaklarımızın değişmez atıştırmalıkları ;bugünlerde sıkça karşımıza çıkan Rus Mutfağına özgü bir kurabiye hepimizin dikkatini çekmiştir. Bizde bu hafta bu kurabiyenin nasıl yapıldığına bir bakalım. Bilinen yoğun kurabiyeleri aksine,kırılgan bir hamur ile ,içinde ki merengin dolgusu farklı bir boyut getirmiş,denemek isteyenler için,buyrun tarifimize.. Herkese kolay gelsin. MELEK KANADI KURABİYESİ- (20 ad) MALZEMELER: HAMUR İÇİN: 125 gr Tereyağ (oda sıcaklığında) 2 ad Yumurta sarısı 60 ml (1/2 çay bar.) Krema 1 çay kaş.kabartma tozu 2 su bar Un İÇ DOLGUSU: 2 ad Yumurta beyazı 1 çay bar Toz şeker ÜZERİNE: Pudra şekeri HAZIRLANMASI: İlk olarak küçük bir kasede yumurta sarıları ile kremayı çırpalım ve kenara alalım. Diğer tarafta iç dolgusunu hazırlayalım. Yumurta beyazlarını kaseye alalım ve mikser ile çırpmaya başlayalım. Azar azar şekerini ekleyelim. Koyulaşarak köpük kıvamı alması gerekmektedir,kaseyi ters çevirdiğinizde dökülmüyorsa kıvamı olmuştur. Hazırladığınız merengi,sıkma torbasına alalım. Hamur için ,unu kaseye alalım ve tereyağ ekleyerek ıslak kum halini alana kadar parmak uçlarınızla karıştırın. Kabartma tozu ve hazırladığınız yumurta sarısı+krema karışımını ilave ederek yoğuralım. Ele yapışmayan orta sertlikte bir hamur elde edelim. Hamuru 20 eşit bezeler halinde yuvarlayalım. Her bir hamur bezesini 2 yağlı kağıt arasında olabildiğince ince olacak şekilde merdaneyle açalım. Üzerine sıkma torbasında bekleyen mereng'i sıkalım ve yarım ay şeklinde kapatarak kenarlarını bastıralım. Tam orta kısmına tahta çöp şiş ile bastırarak iz yapalım.Ve tekrar katlayalım. Bütün hamur bezelerini aynı şekilde hazırlıyalım. Arzuya göre merengin üzerine file badem yada fındık ekleyebilirsiniz. Hazırladığınız kurabiyeleri fırın tepsisine yerleştirelim. 170 derece de ısıtılmış fansız alt üst ayar fırında takriben 25 dakika (pembe kalacak şekilde)pişirelim. Fırından çıkaralım ve soğumaya bırakalım. Soğuyan kurabiyelerin üzerine pudra şekeri serpelim. Kırılgan yapıda hamuru ve içindeki merengi ile nefis bir lezzet,deneyeceklere şimdiden Afiyet Olsun. Sevgiyle...🧡🧡

BALKABAĞI TATLISI TARİFİ VE HİKAYESİ NEDİR?NASIL YAPILIR?

Merhabalar sevgili dostlar, Sonbahar'ın gelmesiyle birlikte tarlalarda hasatına başlanan ''BALKABAĞI''bu haftanın konuğu.. Kültürel bir ritüel olarak ,aynı zamanda derin bir anlam taşıyan ve yılbaşı sofralarının vazgeçilmez tatlısı haline gelen ''KABAK TATLISI'',bolluk ve bereketin simgesi olarak kabul edilir. Sert kabuğu,lezzetli ve bol etli iç yapısıyla uzun süre muhafaza edilebilen Bal Kabağı,bu özelliği ile de bereketin sembolü haline gelmiştir. Özellikle yılbaşı sofralarını süsleyen tatlı,aile üyelerine ve misafirlere ikram edilerek,yeni yılın bolluk,bereket ve huzur içinde geçmesi dileğiyle bu gelenek yaşatılır. Kökeninin her ne kadar Kuzey Amerika ile ilişkili olduğu düşünülse de ,yapılan araştırmalar M.Ö 5500 ile 7000 yıllarında bal kabağının tohumlarına Meksika'da rastlandığı,ancak adlandırılışında karşımıza Yunanca olarak çıkmaktadır. Dünyada ki bir çok Ülkede (başta Amerika olmak üzere,İngiltere,İrlanda,Avustralya)balkabağının oyularak ,içinde mum yakılması,kötü ruhlardan uzaklaştırma olarak kabul edilerek,HOLLOWEEN adıylaetkinlikler ve festivaller düzenlenerek kutlanır. Bu gelenek KELT'lerin eski bir festivali olan ''SAMHAİN'e dayanır ve hali hazırda her yıl 31 Ekim'de ,eğlenceli kostümler,şeker toplama etkinlikleri ile binlerce yıl öncesine ait bu festival kutlanmaktadır. BALKABAĞI,bir çok çeşiti ve kullanım alanlarıyla başta tatlısı olmak üzere mutfaklarımıza sonbahar mevsimiyle konuk oluyor. Bunlardan bazıları ''BUTTERNUT SGUASH ''çorbalar ve yahnilerde,''HOKKAİDO KABAĞI''kestaneyi andıran hafif tatlı ve cevizli aromasıyla ekmek,kek ve turta yapımında,Hatay'ın coğrafi işaretli ''Beyaz Kabağı''sotelenerek diğer sebzelerle harika mevsimlik garnitür olmakla birlikte mutfakta çok yönlü kabaklardan birisidir. Bizlerin ise en çok bildiği,Sakarya'nın Coğrafi işaret tesciline sahip,dışı beyaz içi turuncu,büyük ve doyurucu lezzetiyle ''Beyaz Kestane Kabağı''dır. Tatlısıyla damakları şenlendiren Balkabağı,çorba,börek,lokum,marmelat,reçel ve hatta son günlerde trent olan helvasıyla sofralarımızda yerini almaktadır. İçeriğinde A,C ve E vitaminlerini barındıran ,bağışıklığı güçlendirerek vücudu enfeksiyonlara karşı dirençli hale getirir ve kalp sağlığını korumakta yardımcıdır. Ülkemizde bazı bölgelerde farklı pişirme teknikleri ,ilave malzemeleri ile sunulsa da,Balkabağı Tatlısı genellikle üzerine kırılan ceviz ile servis edilir. Yeni yılı karşılamamıza az bir süre kala,tam da mevsiminde Balkabakları market raflarında bolca arzu endam eylemişken bu lezzetli tatlıyı birlikte hazırlayalım. Hepinize kolaylıklar diliyorum., BALKABAĞI TATLISI MALZEMELER: 1.600 gr Bal kabağı (ayıklanmış) 2 su bar ( 400gr) toz şeker 1.5 su bar Su 1 yem kaş limon ÜZERİ İÇİN: Arzuya göre ,Tahin ,ceviz,kaymak HAZIRLANMASI: Kabağın dış beyaz kısmını bir bıçak yardımıyla çıkarın. Kabağı eşit boyutlarda çok ince olmayacak şekilde dilimler halinde hazırlayın. Tencereye kabakları tek sıra halinde dizin. Üzerine toz şekeri gezdirin. Eğer hemen pişirecekseniz suyunu ekleyin. Şeker ile bekletecekseniz en az yarım saat tencerenin kapağını kapatın ve bekletin. Kabaklar şekerle suyunu bıraktıysa 1 su bar su yeterli olacaktır. Tencereyi ocağa alın ve kısık ateşte pişmeye bırakın. Takribi 1 saat de pişecektir. Kabakların dağılmaması için kaşıkla müdahale etmeyin. Şerbeti koyu kıvama geldiğinde ateşten alın ve tencere içinde soğumaya bırakın. Servis tabağına aldığınız tatlıyı ceviz ile süsleyin. İkram ederken arzuya göre üzerine tahin yada kaymak ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun. Sevgiyle..🧡🧡🧡

VİŞNE KEBABI NASIL HAZIRLANIR? HANGİ YÖRE MUTFAĞINA AİTTİR?

Merhabalar sevgili dostlar, Protein ve demir kaynağı,kırmızı et ile,C vitamini,antioksidanlar ve lif bakımından zengin vişne'nin,dengeli beslenmede en ideal seçimi ''VİŞNELİ KEBAP'' Tarih boyunca ,çeşitli kültürlerin birleşmesiyle şekillenmiş zengin bir mutfağa sahiğ ''GaziAntep Mutfağı'',Vişne Kebabı ile kültürel bir zenginliğin yansımasını sunuyor. Vişne,diğer bir çok mutfakta kullanıldığı gibi GaziAntep mutfağında da ,tatlıların yanı sıra yemeklerde de kullanılan bir malzemedir. Geleneksel tatları,günümüz modern mutfaklara taşıyorsak ,yeni nesillere tanıtıyorsak,bunlardan birisi de lezzeti ve görüntüsüyle öne çıkan ''vişneli kebap''tır. Meyve ve et'in bir tabakta bir araya getirilmesi,özel bir lezzet olarak görülürken,bazıları tarafından garipsenmiştir. Osmanlı Saray Mutfağında da meyve/et karışımı tabaklara yansır.Yemeğin lezzetini tadarak karar fayda vardır. Bu lezzetin GaziAntep'e gelişi,Suriye'nin Halep şehrinin,iştah açıcı mutfağı ve halkının kebap ve dolma olmak üzere yemeklerde ki ustalığı ile meşhurdur. Bir farklı görüş ise bu yemeğin İDLİB'e bağlı ERİHA ilçesinde yapıldığı,zira bu bölgenin vişne tarımı ile meşhur olmasıdır.Bölge halkının ustaca ve profesyonellikle hazırlanan yemekler ve vişne suları,diğer ilçelerden insanların yemekleri tatmak için gelmelerini sağlamıştır.İnsanların bir çoğu bu yemeğin ,diğer yemeklerden farklı olarak özel bir lezzet olduğunu düşünürler. Adı ''KEBABÜ'L-KARAZ''yada ''KEBAB KARAZ''olarak geçen ,Halep-Antep-Kilis coğrafyasında iyi bilinen yemeklerden birisidir. GaziAntep Mutfağının ,zarif ve dana etinin yoğun lezzetinin,ekşi vişnenin ferah aromasıyla,hem göze hem damağa hitap eden yemeği ''Vişne Kebabı''nı denemeyenler ve tadını bilmeyenler için,kolay bulunabilir malzemeleri ve zaman almayan aşamaları ile sizlerle.. Değişikliğe açık,misafirlerine farklı lezzetler sunmak isteyenlere.. Afiyet şifa olsun. VİŞNE KEBABI MALZEMELER: 500 gr Dana Kıyma (tek çekim) 500 gr çekirdeği çıkarılmış Vişne ve 1 su bar.Vişne suyu 1 yem kaş Çam fıstığı 100 gr Kuzu kulağı 100 gr Taze Nane 3 ad Kare yada üçgen kesilmiş Lavaş ekmeği 1 yem kaş Domates salçası + 1 yem kaş Biber salçası 3 yem kaş Nar ekşisi 100 gr Tereyağ yada Sade yağ 1 ad Kuru soğan 1 çay kaş Kimyon ,Karabiber 1 tat kaş Tuz 6-7 dal Maydanoz HAZIRLANMASI: Bir kaseye kıymayı alın,üzerine çok ince doğradığınız soğanı,yine ince doğranmış maydanozları,tuz ve baharatlarını ekleyerek yoğurun. Hazırladığınız köfte karışımını 1 saat buzdolabında dinlendirin.(kendini tamamen çekerek pişerken dağılmaması için) Geniş bir tava yada tepsiye tereyağ ile yağlayın. Dinlenen köfteleri cevizden biraz küçük yuvarlayın ve tepsiye alın. Orta /kısık ateşte köfteleri ağır ağır ,tepsiyi sallayarak kızartın. Kızaran köftelerin üzerine her iki salçayı,nar ekşisini,vişneleri ve vişne suyunu ilave ederek 5 dakika birlikte pişirin. Kuzu kulağı ve naneleri iri doğranmış şekilde ekleyin,karıştırın. Vişne suyu yemeğin içinde kıvam alacaktır. Servis tabaklarına lavaşları keserek yerleştirin. Üzerine hafifçe vişne sostan gezdirin ve köftelerle vişneleri yerleştirin. Çam fıstıklarını az tereyağ da kızartın ve köftelerin üzerine alın. Arzuya göre ince kıyılmış maydanoz ile süsleyin. Bu lezzetli yemeği mutlaka deneyin. Sevgiyle..🧡🧡🧡

MİDYE DOLMA NASIL HAZIRLANIR?OSMANLI DÖNEMİNDEN GÜNÜMÜZE SOKAK LEZZETİ YOLCULUĞU HİKAYESİ NEDİR?

Merhabalar sevgili dostlar, Türklerin göçebe yaşamla,yerleşik yaşamı bir arada sürdürebilmiş olmasından kaynaklı,Türk Mutfağı,Dünyanın en zengin mutfaklarından biridir. Geleneksel Türk Mutfağı kültürünün yanı sıra,İslamiyetin kabulünden sonra Arap ve İran mutfaklarıyla etkileşim geçirerek ve İstanbul'da yaşayan gayri müslümlerin etkisiyle ve Anadolunun zengin ürünleri birleşince,Türk mutfağı çeşitlilik ve lezzet açısından üst düzeye taşınmıştır. ''MİDYE DOLMA''nın hikayesi ise,İstanbul'un fethinden sonra,Anadoluda yaşayan Ermenilerin,İstanbul'da deniz kıyılarına yerleştirilmeleri ve denizden kolayca topladıkları midyeleri baharatlar ve pirinçle doldurarak pişirmeleri sonucu lezzetli bir yemeğin ortaya çıkmasıyla başlar. Dolayısıyla Türklerin midye dolma ile tanışması,İstanbul'un fethinden sonra,Fatih Sultan Mehmet döneminde (1461) Osmanlı Saray MUtfağında yerini almıştır.Fatih'in döneminde de deniz ürünleri saray mutfağında pişirilmeye başlamıştır.Fatih Sultan Mehmet,.çok beğendiği bu yemeği özel davetlileri için de hazırlatmıştır. II.Bayezıd ve Yavuz Sultan Selim döneminde de midye dolma ile birlikte çeşitli deniz ürünleri Saray Mutfağında yapılmış ve hatta bu dönemlerde Rodos'tan özel aşçılar getirtilmiştir. Osmanlı döneminden günümüze Ermeni mezesi olarak bilinen ve hali hazırda popüler bir sokak lezzeti olan ''Midye Dolma'',çoğunlukla Ülkemizin kıyı şeridinde bulunan bölgelerinde yaz aylarında,kendine has tablaları içinde ,limon dilimleri ile süslenerek ,ayak üstü lezzetler olarak sıkça rastladığımız bu lezzet,aslında bir meze olarak ikram edilen,dikkatli ve özenli hazırlanmasıyla ,ehil ellerden çıktığında çok lezzetli bir yemektir. Midye Dolma sevenler için,daha hiyen,daha usülüne uygun,geleneksel tarifi ile pişirmek isteyenlere ,25 tanesi için hazırladım ama inanın iki ölçü pişirmenizi tavsiye ederim. Şimdiden herkese kolay gelsin. MİDYE DOLMA MALZEMELER: 25 ad Midye (kara yada mavi midye) HAZIRLANMASI: Midyelerin dış yüzeylerini suyun altında,bulaşık teli ile ovalayın. Tencereye tek sıra halinde dizin ve üzerini geçecek kadar su ekleyin. Orta ateşe alın ve su kaynayınca midyelerin ağızları bıçak geçecek kadar açılır açılmaz ocaktan indirin.(içlerinin pişmemesi lazım) Suyunu süzünve bir bıçak yardımıyla dikkatlice açarak içinde bulunan sinirleri ile midye sakalı denilen yosun parçalarını ,midyenin etine zarar vermeden temizleyin. Temizlenen midyeleri soğuk sudan geçirin. İÇ PİLAV: 1 su bar Pirinç 1 ad kuru soğan 1/2 su bar su 1/2 su bar Zeytinyağ 1 çay kaş.Yenibahar 2 çay kaş.Karabiber 1 çay kaş Tuz 2 tat.kaş toz şeker 1 yem kaş dolmalık fıstık + 1/2 yem kaş kuş üzümü HAZIRLANMASI: Kuru soğanı küçük doğrayın ve zeytinyağ ekleyerek kavurmaya başlayın. Dolma fıstığını ekleyin ve kavurmaya devam edin. Fıstık pembeleşince yıkayıp suyunu süzdüğünüz pirincini,tuzunu ,şekerini,baharatlarını ve kuş üzümünü ekleyerek karıştırın. Suyunu verin ve pişirin.(midyelerin içinde de pişeceği için çok fazla pişmemesi gerekir) Midyelerinin kabularını üsten ve alttan dikkatlice açarak aralayın ve tahmini 1/2 yem kaş iç pilavı yerleştirerek kapatın.(midyeler pişerken açılmaması için dikkatli hazırlayın) Tencereye üst üste gelecek şekilde dizin. Üzerine 1/2 çay bar Zeytinyağ,1 çay bar su gezdirin. Yuvarlak kestiğiniz yağlı kağıt ile kapatın. Tencerenin kapağını da kapatın ve kısık ateşte tahmini 20-25 dakika pişirin. Pişen midye dolmalarını tabağa alın ve limon dilimleri ile süsleyin. Limon sıkarak afiyetle tüketebilirsiniz. Şifa ve Afiyet olsun. Sevgiyle...🧡🧡🧡

OSMANLI SARAY MUTFAĞI,DÜĞÜN YEMEKLERİ NELERDİR?DÜĞÜN ÇORBASI NASIL YAPILIR?

Merhabalar sevgili dostlar, SUR-I HUMAYUN yani,Padişahların erkek çocuklarının sünnet düğünleri ile kızlarının evlendirilmesi münasebetiyle yapılan düğünler ve Saray eşrafının yanı sıra halkın da katıldığı,yemek ve sunumların büyük ölçekli hazırlanması,zamanın kültürünü yansıtması açısından,şair ve ediplerin yazıp hazırladıkları SURIYYE ve SURNAMELERLE SURNAME-İ VEHBİ gibi minyatürlerle de görebiliriz. 1675'de düzenlenen IV.Mehmet'in şehzadeleri II.Mustafa ve III.Ahmet'in sünneti ile,kızı Hatice Sultan'ın Edirne de düzenlenen düğününün 19 gün sürdüğünü ve 800 sahan yemek ,100kg şerbet ve 30kg kahve tüketildiği görülür. 1586'da 3.Murad'ın kızı Ayşe Sultanîn,İbrahim Paşa ile yapılan düğününde ise dev bir pasta ile düğün hediyesi 4 yük şekerleme olduğunuda görürüz. Osmanlı Mutfak Kültüründe önemli bir yeri olan ŞERBETLER,Avrupaya taşınmış ve İngilizceye (SHERBET),Fransızcaya (SORBET),İtalyancaya(SORBETTO)olarak geçmiştir. Bir diğer Padişah Kanuni Sultan Süleyman'ın oğulları Beyazıd ve Cihangir'in sünneti ile kızı Mihrimah Sultan'ın düğünü 13 gün sürmüş ve 117 çeşit ekmek,yemek ve tatlı ikramı yapılmıştır . Düğünlerde genellikle meydanlara dizilen geleneksel yemekler Çorba,Et,Pilav ve Zerde ikramıdır. Sur-ı Humayunlar da en çok tereyağ,safran ve şeker tüketilmesinin görülmesi,helva ve zerde gibi yiyeceklerin çokça ikram edildiğini gösterir. Saray düğünlerinin baş ikramı Zerde ve Pilav'dır. Osmanlı da yeme içme ile ilgili bir çok detay olmakla birlikte,özellikle de düğün merasimleri daha da fazla yeme içme detayını gösterir.Her şey kural,nizam ve konu düğünse muazzam bir disiplinle belirlenmiş bir çok ayrıntı mevcuttur.Ve bir çok hareket aslında yemeklerle,içeceklerle sembolleştirilmiş ve anlaşılır hale gelmiştir yani bunlar İstanbul adetleridir. Bir sıra takibiyle yapılan düğün merasimleri ve düğün yemekleri,epeyce unutulmuş olsa da,kalıplaşmış bazı gelenek ve göreneklerimiz hali hazır da devam etmektedir. Önceki yüzyıllarda yaşamış insanların günlük yaşam biçimleri ve hayatı algılamaları ele alındığında bugüne uyarlamak maalesef mümkün olmamakta.. Osmanlı Saray Yemekleri diye bakıldığında,genellikle ilk sırayı Düğün Çorbası,Zerde Pilav almakta,bunun yanı sıra ,Dönemin Padişahlarının sevdiği yemekler bu listeye dahil olmuştur.Bunlardan bazıları da ''Darrülziyafe köftesi,Mutancana,Mahmudiye,Kavun Dolması,Tavuk Kırması,Süt Kebabına ,tatlılardan ise,''Revani,Keşkül-ü Fukara,Helva-i Hakani.Zerde,Vezir parmağı.Saray Helvası,Kazandibi bunlardan sadece bir kaç tanesidir. Geniş bir coğrafya'ya sahip Osmanlı İmparatorluğu,adım attığı ve feth ettiği tüm toprakların mutfak kültürlerini Saray'a taşımış ve bol malzemeli farklı yemekler ile lezzetli tatlılar ortaya çıkmıştır. Saray mutfaklarının düğün merasim yemekelerinin her birini günümüzde uygulamak mümkün olmasa da,aralarından bazıları günümüzde de severek tüketilmektedir. Orta Asya bozkırlarından Osmanlı sofralarının,düğünlerinin ve günümüzün ilk ikramı olan ÇORBALAR,Türkiyenin her yerinde bir çok çeşidi ile iştahla tüketilen,geleneksel,besleyici,ekonomik ve her saat yenebilen yemekleridir. Yüzyıllar öncesinden günümüze,bugün hali hazırda bir çok yöremizde ve ilimizde düğünlerde pişirilen ''DÜĞÜN ÇORBASI'',hem lezzeti hem besleyici özelliği hemde görüntüsü ile sizler için ... Şifayla,Sevgiyle... DÜĞÜN ÇORBASI MALZEMELER: 1 ad Kuzu Gerdan (tahmini 500 kg ve üzeri) 3 yem kaş Un 2 yem kaş yereyağ Su TERBİYESİ İÇİN: 3 yem kaş Yoğurt 1 ad limonun suyu 1 ad Yumurta sarısı ÜZERİNE: 1 yem kaş Tereyağ 1tat.kaş toz kırmızı biber Tuz HAZIRLANMASI: Kuzu gerdan'ı takribi 8-9 su bar su ile düdüklü tencerede haşlayın. Pişen gerdanın etlerini ayıklayın ve didikleyin. Suyunu süzgeçten geçirin. Çorba tencerenize tereyağını alın ve eritin. Un ekleyerek kavurun. Kavrulan una 6 su bar et suyunu ekleyin karıştırın. Tuz ilavesiyle kaynatın.Kıvamı koyulaşacaktır. Hazırladığınız etleri ekleyin ve 5-8 dak daha kaynatın. Diğer tarafta yoğurt,limon suyu ve yumurta sarısını bir kasede çırpın. Kaynar hali gittikten sonra çorbaya alıştıra alıştıra terbiyesini ekleyin. Üzeri için tereyağını bir küçük tavada eritin. Toz kırmızı biber ekleyin karıştırın ve ateşten alın. Çorbaları tabaklara aldıktan sonra üzerlerine gezdirin. Afiyet olsun. Sevgiyle..

VALİDE SULTAN MUTFAKLARI VE SOFRALARI NASILDIR? O DÖNEMLERİN SEVİLEN YEMEKLERİNDEN ''TERKİB-İ ÇEŞİDİYYE NASIL YAPILIR?

Merhabalar sevgili dostlar, Bugün Osmanlı Döneminde kadınlar ve mutfakları diyelim ve kısaca göz atalım. ''Matbah-ı Amire Emini''kontrolünde,Osmanlı Saray Mutfağının en önemli mutfak bölümleri arasında üçüncü kısım olan ''Valide Sultan Mutfağıdır''. Kalabalık bir mutfak kadrosuna sahip,aşçılarbaşılar,aşçılar,helvacılar,perhizciler,şerbetçiler,kalfalar ve şagirtlerden oluşan bir mutfaktır. Bu mutfakta çalışanlar,Valide Sultanların yanı sıra,Padişahın baş haremleri,Padişahın kızkardeşleri ve kızlarına hizmet eder ve adı ''Valide Sultan Matbah-ı'dır''. Her yüzyılda kendini yenileyen Saray Mutfağı,1475-1478 yıllarında,Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan,devasa mutfak,sayısız kubbe ve bacalarıyla,Marmara denizine bakan mutfağa ''Yeni Saray''adı verilmiştir. Fatih Döneminde mutfağın bir başka özelliği de yemeklerin çeşitliliğinden çok sade ve doyurucu olması önem kazanmış,aynı dönemde ''Fatih Kanunnamesi''ile Osmanlı' da ilk defa yemek yeme kuralları da uygulanmıştır. Bu kurallardan bir tanesi de ,Padişah'ın ailesi dışında kimseyle yemek yememesi ve sefere çıktığında ona ait olan ''Kuşhane Mutfağı''çalışanlarının,onunla birlikte gitmesiydi. Osmanlı da beslenme,sağlık ile iç içe olup,insan vucüdunda ki salgıları esas alarak ,geleneksel tıbbı kullanarak,mevsimine göre yiyecekler hazırlanır,bunun yanı sıra kişilerin mizaçları ve alışkanlıkları da dikkate alınırdı. Valide Sultan Sofraları,haremde iktidarın,siyasi otoritenin ve cömertliğin bir göstergesiydi. Harem de yenilen yemekler arasında,Pilavlara,çok sayıda etli ve kümes hayvanları ile yapılan yemeklere,dolma,şerbet ve helvalara rastlarız. Saray fırınlarında pişirilen ekmeklerden,böreklere,Helvahanedeki reçellere tatlılara,şerbet ve şuruplara,özellikle Bursa'dan getirtilen sirke ile kurulan kelem (lahana ) turşusuna,kısaca bu devasa mutfağın renkli dünyası,mevsimine göre,en kaliteli malzeme ve üst düzey ustalıkla hazırlanan yemekler ''Harem Sofralarına''yansımıştır. Her biri farklı damak zevkine sahip Valide Sultanlar,kendilerine has yemekleriyle tanınırlar. ''Hürrem Sultan'',Bıldırcın Dolması,pilavlar ve Tandır ile,Kösem Sultan(En güçlü ve bilge kadını),sağlıklı zeytinyağlı yemekler,yoğurtlu yemekler ve çorbalar ile,Mihrimah Sultan,tatlılara olan düşkünlüğüyle,Safiye Sultan,etli yemekler ile,Nurbanu Sultan,İtalya kökenli olması nedeniyle,deniz ürünleri ve makarna çeşitleriyle,Hatice Sultan ise geleneksel Osmanlı çorbalarını sevdiğiyle anılırdı. Bu hafta zamanı geriye saralım ve o dönemin genellikle düğünlerde,kutlamalar da özellikle de valide sultan sofralarında sevilen bir yemeğini hazırlayalım. Sofralarınız bereketli olsun. TERKİB-İ ÇEŞİDİYYE MALZEMELER: 500 gr Kuzu Kuşbaşı 150 gr Kuzu Kıyma 1 çay bar,Çiğ Badem 10ad Kuru Erik + 10 ad Kuru Kayısı 1 ad Kırmızı Elma 1 yem kaş Bal 4 yem kaş Nar ekşisi 1 çay kaş Tarçın + 1 çay kaş.Tuz 2 su bar Ilık su Dereotu HAZIRLANMASI: Tencereye etleri alın ve yüksek ateşte kavurmaya başlayın. Etler önce suyunu bırakacak daha sonra suyunu çekecektir. Etler kavrulmakta iken,nar ekşisi ve bal'ı bir kaseye alın ve su ile karıştırın. Kayısı ve çekirdeksiz erikleri ikiye kesin. Bademleri sıcak su içinde bekletin. Kuzu kıymasını bir kaseye alın ve tarçın ile tuz ekleyerek yoğurun. Et'lerin büyüklüğünde yuvarlayarak köfteler hazırlayın. Gelelim etlere;etler suyunu çektiyse ,nar ekşisi,bal ve su karışımını ilave edin ve 20-25 dakika pişirin. Bademlerin kabuklarını soyun ve bir avada hafiften kavurun. Pişmekte olan et lere,erik ve bademleri de ekleyin. 2 su bar suyunu ilave edin ve kısık ateşte pişmeye bırakın. Pişmekte olan etlere ,köfteleri ve kayısıları da ilave edin ve kapağını kapatarak pişirin. Elmanın çekirdek kısmını çıkarın ve kabuğuyla ince dilimler halinde doğrayın. Küçük bir kasede nişastayı 3-4 yem kaş su ile açın ve yemeğe ekleyin. Yemeğin üzerini elma dilimleri ile kaplayın. Tam orta kısmına da bir tutam dereotu yerleştirin. Kapağını kapatın ve kısık ateşte 20 dakika daha pişmeye bırakın. Servis esnasında elma dilimlerini ister tabağın alt kısmına ,isterseniz de etlerin üzerine dizerek hazırlıyabilirsiniz. Kuzu etinin hafif tatlı meyvelerle uyumu damaklarınızda lezzet patlaması yapacaktır. Herkese afiyet şifa olsun, Sevgiyle..🧡🧡🧡

BAMYA DOLMASI NASIL YAPILIR?BAMYANIN TARİHÇESİ NEDİR?

Merhabalar sevgili dostlar, BAMYA,seveni de çok sevmeyeni de.. Ama böylesini tattınız mı bilmem.. Bugün ki konuğumuz ''BAMYA'' Üstelik hep bilinen haliyle değil,dolması ile.. Osmanlı yemeklerinden birisi olan ''BAMYA DOLMASI'',Yöresel mutfaklara baktığımızda ''ADANA''bölgemiz de sıklıkla yapılan yemekler arasındadır. Bamya sevenlerin çok beğenecekleri,sevmeyenlerin ise Bamya'yı seveceği bir yemek.. Bamya'nın tarihine baktığımız da,Dünyanın Bamya ile tanışması,köle ticaretinin yapıldığı,kölelerin,bamyaları kulaklarının arkalarına saklayarak,götürüldükleri yerlerde ekerek bu sebzeyi yerelden Global dünyaya taşıdıkları tarihi bir gerçektir. Afrika kökenli bir sebze olan Bamya,Karayiplere ve Amerikaya 1700'lerde kölelerle gelmesi,Louisiana mutfağında önemli bir yere sahip olmasını sağlamıştır.İlk zamanlar da Afrikalı köleler,Bamya'yı yemeklerde kıvam verici olarak kullanmışlar ve bulundukları yerlere öğretmişlerdir. Güneyin ünlü yahnisi ''Gumbo''da böylelikle Ülkenin mutfağına katılmıştır. Yemeklerin yanı sıra,lifli yapısı sayesinde Afrika da balık oltası,yine bu yapısı sayesinde.ip,kağıt ve karton yapımında da kullanılmıştır. Osmanlı topraklarına gelişi tam bilinmemekle birlikte,15.yüzyılda Bamya'nın varlığından bahsedilen şiirlere rastlanır. Anadoluya,özellikle Güney Anadolu'ya 15.yüzyıl başlarında geldiğini söyleyebiliriz. O tarihlerde başkent olan İstanbul'a gelişi ise 1650 tarihini göstermektedir. Ülkemizin,Ege,Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde ticari olarak üretilen,taze olarak,kurutularak,dondurularak,konserve ve salamura edilerek değerlendirilmektedir. Lif'li yapısı sayesinde,mineral ve vitaminler olarak zengin bir içeriğe sahip olan ''Bamya''Protein,C vitamini,Folikasit ve Demir gibi sağlığa yararlı besin maddeleriyle vücut sağlığını destekler.. Bamya Dolması denildiğinde,zeytinyağlı ve etli dolma olarakta tarifler görebiliriz. Yöre insanının damak lezzetleri olarak tercihler değişse de,Bamya'nın dolması zeytinyağlı olarak bir adım öne çıkar. Bu hafta bu lezzeti sizler için zeytinyağlı olarak hazırladım. Beğeneceğinizi umuyorum. BAMYA DOLMASI: MALZEMELER: 300 gr İri Bamya 150 gr Baldo Pirinç 1 ad kuru soğan 10gr dolmalık fıstık 10 gr Kuş üzümü 1 yem kaş toz şeker 2 diş sarımsak Tuz - Karabiber (arzuya göre nane de olabilir) 100ml + 20ml Zeytinyağ Az Dereotu Limon 240 ml sıcak su HAZIRLANMASI: İç malzemesini hazırlamakla işe başlayalım. Pirinci yıkayın ve sıcak su içinde 10 dakika bekletin. Kuru soğan ve sarımsakları küçük doğrayın zeytinyağ ilavesi ile kavurmaya başlayın. Pembeleşen soğanlara fıstık ve üzümü ekleyin. Pirincin suyunu süzdürün ve ilave ederek kavurmaya devam edin. Tuz ,karabiber ve şekerini ekleyin . Suyunu vererek kısık ateşte pişirin ve demlendirin. İnce kıyılmış dereotu ekleyin,karıştırın. Bamyaları yıkayın ve kurulayın. Sap kısımlarını kesin ve ince uçlu bir bıçak yardımıyla çekirdek kısmını dikkatlice çıkarın. Ilık hale gelen iç harcı bamyaların içine doldurun. Minik bir domates yada kapya biber ile ağız kısımlarını kapatın. Tencerenin altına halka kestiğiniz limonu yerleştirin. Üzerine Bamya dolmalarını alın. 20ml zeytinyağı gezdirin. 1 su bardağı sıcak su ekleyin, Üzerini ıslattığınız yağlı kağıt ile kapatın. Kısık ateşte takriben 20-25 dakika pişirin. Servis tabağına limon dilimleri üzerine alarak ve dereotu ile süsleyerek alabilirsiniz. Soğuk olarak ikram edin. Afiyet olsun. Sevgiyle...🧡🧡

OSMALI DA ŞERBETLER NASIL HAZIRLANIR?GÜNÜMÜZÜN MEŞRUBATLARI,OSMANLI'NIN ŞERBETLERİ NEDİR?

Merhabalar sevgili dostlar, Günümüzün ''Meşrubatları'',Osmanlının ''Şerbetleri''diye başlayalım söze; Türk Mutfağında,yeme-içme kültürümüzün ilk meşrubatlarından birisi de ''Limonata''dır. Her ne kadar bugün,o çocukluğumuzda içtiğimiz limonatanın tadını alamasakta,özellikle yaz aylarında tükettiğimiz limonata,o günlerden günümüze hala da ''meşrubat''tercihlerimizin ilk sıralarında yerini almakta.. ''Şerbetler'',Osmanlı Döneminde altın çağını yaşayan içecekler olarak,hemen her meyveyle ve hatta bazı çiçeklerle bile hazırlanan,soğuk olarak tüketilen,bazıları kar'la daha da soğutulan,balla tatlandırılan,kutlamaların,özel günlerin,hemen her yerde bulunabilen,evler de ,sokaklar da,özellikle sokaklarda,sırtında ki kocaman bir ibrikle,hafifçe eğilerek bardağa ustaca boşalttığı şerbeti sunan şerbetçiler,bugün olmasa da,Ramazan ayı gibi özel günlerde ,o günlerin anısına nostalji havası estiren,eski yaşanmışlıkları yeni nesillere aktarmak ve göstermek adına günümüzde de hatırlanan ve unutulmaya yüz tutmuş ''Şerbetler''.. Bu müstesna tatları,aslına uygun olarak,o günlerin lezzetini yakalamanın sırrı,organik meyvelerin renk ve kokularını mıhafaza ederek,geleneksel lezzete ulaşmak günümüzde biraz zor olmaya başlasa da,bziler yine de eskilerin geleneksel kültürünü katkı maddeleri olan ''meşrubatlar''a tercih edelim. ''Sharbat'',su ve şekerle yapılan içecek anlamına gelirken,Arapça da ''şerbet''/şarbat'',bir defa da içmek anlamından türemiştir. Osmanlı Döneminin seçkin içeceklerinden olan şerbetler,Saray'a gelen önemli konuklara ikram edilen içecekler arasındadır. O dönemlerde şeker kamışı ile yapılarak balla tatlandırılan şerbetler,zamanla balın yerini şeker alarak hazırlanmıştır. Osmanlı Mutfağının en çok tüketilen içecekleri olan şerbetler,günümüzde Ramazan ayı ile birlikte tekrar hatırlanarak,iftar sofralarında,doğum kutlamalarında ve şahsi özel günlerde de ikram edilmektedir. Eski yemek kitaplarına bakıldığında,Limonata başta olmak üzere,portakal,turunç,şeftali,kayısı,erik,badem şekeri,kavun çekirdekleri ile hazırlanan ''sübye''olarak bilinen kavun şerbeti,gül,menekşe,yasemin çiçekleri ile hazırlanan şerbetler,her çeşitin kimi tadına,kimi rengine,kiminin de ekşi/tatlı mayhoşluğuna vurgun,koruk,demirhindi,kızılcık,keçiboynuzu şerbetleri mevcuttur. O günlerden bu güne ,merak ve ilgi uyandıran,yeni neslin de merakla tatmak istediği,''Demirhindi''yani ''Hint Hurması'',Orta Çağ Latincesinde ''Tamarindus''olarak bilinir. Yenilebilir meyveleri,tropik Afrika'ya ait olup,Dünya da farklı tropik bir çok Ülke de yetişir. Kabuğunun içinde mayhoş ve tatlı bir meyvesi bulunan Demirhindi ağacı,dünyada da bir çok mutfağa girmiş bir üründür. B vitamini ve Kalsiyum açısından son derece zengindir. Yaz aylarında ferahlatıcı,kışın ise insana enerji veren ''DEMİRHİNDİ''şerbetini gelin bu hafta hep birlikte hazırlıyalım. Şifa niyetine... DEMİRHİNDİ ŞERBETİ MALZEMELER: 4 Kişilik 200 gr Demirhindi 2 lt Su 2 ad Karanfil 1 ad Çubuk Tarçın 1 tutam Ihlamur 1 yem kaş Ada Çayı 1 çay kaş Zencefil (taze) 1 yem kaş Bal 1 su bar Toz şeker HAZIRLANMASI: Kabuklarını soyduğunuz Demirhindi'leri bir tencereye alın ve üzerine suyunu ekleyerek bir gece suda bekletin. Ertesi gün; bal hariç diğer bütün malzemeleri ekleyin. Kısık ateşte takribi 1 saat kaynatın. Bal'ı ekleyin ve karıştırın. Ateşten indirin ve oda sıcaklığında soğutun. Daha sonra buzdolabına alarak soğutun. Bir süzgeç yardımıyla şerbetinizi süzerek sürahiye alın. Sevdiklerinize ikram edin ,şifa niyetine,afiyet olsun. Sevgiyle...🧡🧡🧡

OSMANLI SARAY MUTFAĞINDAN GÜNÜMÜZE TATLI KÜLTÜRÜ-HELVA-İ HAKANİ TARİFİ NEDİR?NASIL HAZIRLANIR?

Merhabalar sevgili dostlar, Osmanlı Dönemi Mutfak kültürünün günümüze kadar uzanan mirası diyebileceğimiz,Türk Tatlıları,her birinin,geçmişten gelen lezzet yolculuğu,bu tatlılara Türk Mutfağının zenginliğini ve çeşitliliğini keşfetmek isteyenler için lezzetli bir tercih ve kültürel mirastır. Saray Mutfağı,yemekleriyle birlikte,tatlılarıyla da ün salmıştır.Saray da bulunan farklı kültürlerin etkisiyle,Sarayın maharetli aşçıları lezzetleri kültür mozağiyi ile harmanlayarak günümüze kadar gelen tarifler oluşturmuşlardır. Hamur tatlıları,şerbetli tatlılar ve sütlü tatlılar olarak sınıflandırılır ve günleri farklı zamanlarında tüketilmek üzere tasarlanmıştır. Bugün, Osmanlının klasikleşmiş,zarif tatlılarının izlerini hala Türk Mutfağının tatlıları arasında görebiliriz. Geleneksel tatlılar,bayramlar da,kutlamalar da,düğünler de ve günlük hayattta ,yemek sonrası veya çay saatlerinde ikram edilerek,hem tarihi hem de kültürel anlam taşır. Bir çok tatlı,kendine has tadıyla ve hikayesiyle,Türk Mutfağının vazgeçilmez bir parçası olmuştur.Ve o günlerden günümüze de aynı özenle yapımı korunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğunun kendisi gibi,Mutfağı da oldukça büyük ve görkemli olmakla birlikte,Egemenliği altına aldığı toprakların kültürlerine,alışkanlıklarına maksimum saygıyı göstermiş olan Osman'lı,bunun neticesinde farklı yemek kültürlerini kendi mutfak kültürü ile harmanlayarak eşsiz ve lezzetli bir Osmanlı Mutfak Kültürü ortaya çıkmıştır. Kendine has farklı bölümlerden oluşan Saray Mutfağı,Fatih Sultan Mehmet Döneminde ,Topkapı Sarayında 5250 metrekare dev bir alana sahip ''Matbah-ıAmire'dir. Günlük yaklaşık 4000 kişiye yemek hazırlayan bu mutfağın 1200 kişiye varan kadrosu ile yetkili kişisi de ''Üstüdan-ı Matbah-Has'tır''. Osmanlının muhteşem tatlılarından biri olan ''Helva-i Hakani'',adından da anlaşılacağı üzere Padişahlar ve Hakanlar arasında özel bir yere sahip,geleneksel tatlar arasında,Osmanlının zengin mutfak kültürünü yansıtır. Rivayete göre de Fatih Sultan Mehmet'in en çok sevdiği helvalar arasında yerini almıştır. 15.yüzyılda Osmanlı Mutfağında başlayan serüveniyle,günümüze kadar ulaşan HELVA-İ HAKANİ bu hafta sizler için... MALZEMELER: 1/2 su bar.Un 1/2 su bar.Pirinç Unu 1/2 su bar.Buğday Nişastası 3 yem kaş.Tereyağ 125 gr Çiğ Badem 150 gr Kaymak ŞERBET İÇİN: 4,5 su bar Süt 300 gr Bal ÜZERİNE: 1 yem kaş Bal Badem HAZIRLANMASI: Bir kasenin içine un,nişasta ve pirinç ununu alarak karıştırın. Tencereye tereyağını alın ve eritin. Eriyen tereyağına un karışımını ekleyerek kavurmaya başlayın. Yaklaşık olarak unun rengi fazla kararmayacak şekilde (20-25 dak)kısık ateşte kavurun. Bir diğer tencereye sütü alın ve ısıtın. Isınan sütü ocaktan indirin ve balı ekleyerek karıştırın. Kabuğu soyulmuş çiğ bademleri küçük doğrayın ve kavrulan helvaya ekleyin. Üzerine hazırladığınız süt/bal karışımını ekleyerek hızlıca karıştırarak kıvam almasını sağlayın. Helvanız kıvam almaya başlayınca kaymağı ekleyerek karıştırın. Ateşten indirin ve 5 dakika demlenmeye bırakın. Servis tabaklarına aldığınız helvanızın üzerine bal gezdirin ve bademlerle süsleyin. Afiyet olsun. Sevgiyle.🧡🧡🧡